Adli Yargı Hakimliği Ve Savcılık Mesleği
Adli Yargı Hakimliği Ve Savcılık Mesleği hakkında bilgilere ulaşabilirsiniz.
Adli Yargı Hakimliği ve Savcılık Mesleği
Adli Yargı Hakimliği ve Savcılık mesleği; Adalet Bakanlığınca Ceza Mahkemeleri ve Hukuk Mahkemeleri tarafından görülen davalarda hüküm vermek üzere yetkilendirilmiş kişi adli yargı hakimi iken Savcı ise iddia makamı olarak adaletin temsilciliğini yapan kişidir.
İdari Yargı Hakimleri Hangi Davalara Bakarlar?
Adli hakimlik icrası zor olan ve idealist bir yapı gerektiren bir meslektir. Gerek görev alanının çok kapsamlı olması, gerek Türkiye coğrafyasının her köşesinde adliyelerin bulunması mesleğin zorluğunu artırmaktadır. Adli hakimliği sırf işsiz kalmamak için veya yüksek maaş için seçen arkadaşlarımız için daha yıpratıcı olacaktır.
Öncelikle meslekte uzmanlaşma şansı yoktur yani yıllarca iş mahkemesinde çalışıp bir sonraki görev yerinizde kendinize icra hakimliğinde bulabilirsiniz, bu da mesleki birikiminizin sürekli sıfırlanmasına sebep olacaktır. Diğer taraftan hmk da genel görevli yargı yerinin asliye hukuk mahkemesi olması sebebiyle küçük ilçelerde bütün hukuk davalarına bakmakta oldukça zor bir hal almaktadır. Yani ilk dosyanız bir boşanma davası ikinci dosyanız bir haksız rekabet dosyası bir diğer dosyanız kadastro olduğunda mesleki bilgileriniz sorunları çözmekte yetersiz kalıp her dosya için saatlerce araştırma yapmak durumda kalabilirsiniz.
Adli hakimlik mesleğinde Türkiye 5 bölge olarak parçalanmıştır. Daha doğrusu her il ve ilçeye kendi durumuna göre 1. bölge 2. bölge gibi nitelemeler yapılmıştır.
Hakimlerin coğrafi dokunulmazlığı olmadığını yani istediği bir bölgede çalışırken hiç yaşamak istemediği bir bölgeye ihtiyaca göre rahatça kaydırılabildiğini HSYK’nın buna yetkisi olduğunu ve bunu sık sık kullandığını hatırlatmakta fayda görüyoruz. Her bölgede hakimlerin yapması gereken zorunlu görev süreleri vardır.
Türkiye de adliyelerin fiziki durumu bundan 7,8 sene öncesine kadar çok kötüydü ancak Türkiye’nin her bölgesinde adliye yenileme çalışmalarına hız verildi ve bu açıdan adliye binaları artık gayet modern diyebiliriz. Lojmanlar için aynı şeyi söylemek malesef oldukça güç, genel itibariyle hakimler lojman şartlarından pek memnun değiller. Savcılık hakimliğe nispeten daha az kafa yordurtan daha ziyade hareketli bir yaşam içeren bir meslektir.
Hakimlerin keşif vs dışında adliye binası dışında işi yokken savcıların olay yeri inceleme otopsi vs gibi sık sık seyahat etmeyi gerektiren işleri mevcuttur. Ayrıcı otopsi, olay yeri inceleme gibi görevleri sebebiyle sağlam bir iradeye sahip olmak zorundadırlar. Savcıların nöbet kavramı uyku sorunu çekenler için ciddi bir problem teşkil edebilir ancak hukuk fakültesini bitirebilen biri için uykusuzluk pekte yabancı bir şey olmasa gerek.
Adli Yargı Hakimlik Sınavı
Adli yargı hakimlik sınavı idari yargı hakimliği sınavına göre daha fazla alım olması sebebiyle kazanması daha kolay bir sınavdır. Sınavda 30 genel kültür genel yetenek sorusu,70 alan sorusu sorulmaktadır. Yazılı sınavın sonunda 70 barajını geçen adaylar mülakata alınıp mülakatta 70’ten yüksek puan alan kişiler hakim-savcı adayı olarak kabul edilirler.
Adli Yargı Hakim ve Savcıları Hangi Davalara Bakarlar
Adaylık Süreci
Adaylık süreci genel itibariyle Türkiye Adalet Akademisi eğitim süreci , Yargıtay stajı, mahkeme ve savcılık stajından oluşmaktadır. Adaylık süreci olan (tahmini) 15 ay sürmektedir. Sürecin sonunda mesleğe kabul için yüzde 60 etkili yazılı ve yüzde 40 etkili bir sözlü sınav yapılmaktadır. Mesleğe kabul öncesi yapılan sınav formalite bir sınavdır. Staj eğitimini tamamlayan adayların çoğunluğu mesleğe kabul edilmektedir.
Adli Yargı Hakimliği ve Savcılık mesleği Nedir?
Adli Yargı Hakimliği ve Savcılık mesleği; Adalet Bakanlığınca Ceza Mahkemeleri ve Hukuk Mahkemeleri tarafından görülen davalarda hüküm vermek üzere yetkilendirilmiş kişi adli yargı hakimi iken Savcı ise iddia makamı olarak adaletin temsilciliğini yapan kişidir.
hiç bi iş yapamaz ne hakimlerimiz ne savcılarımız okumuyor araştırmıyor. Bir konu da itiraz edince avukat azar çekiyor ama iki kelimeyi bir araya getiremiyor. Yüzde 99'luk kısmı bir yabancı dil bilmiyor, öğrenmek gibi bir merakı da yok. Hukuk uygulamak yerine mevzuat uygulamak hoşlarına gidiyor. Durum gerçekten vahim.