Doğru Üniversite Tercihi Nasıl Yapılır? Puana Göre Mi, İlgiye Göre Mi?

Üniversite sınavı kişilerin hayatının çok önemli bir kırılma noktasıdır. Öyle ki bu sınavdan alınan puanlara göre kişinin tüm hayatını etkileyen kararlar alması gerekmektedir. Üniversite ve bölüm tercihi, bir kişinin meslek hayatını dolayısıyla sosyo-ekonomik durumunu çok önemli ölçüde etkilemektedir. Nitekim doğru üniversite tercihi neticesinde kişinin yaşadığı çevreden, tanışacağı insanlara; yaşayacağı ülkeden, hangi şehirde çalışacağına kadar etkiler ortaya çıkmaktadır. Bu derece hayati ve önemli olan üniversite ve bölüm tercihlerinde doğru tercih yapılması önem arz etmektedir. Kişinin sevmediği bir mesleği hayatı boyunca devam ettirmesi olanaksızdır. Kişinin meslek hayatını önemli ölçüde belirleyen eğitim hayatları da doğru meslekte çalışma noktasında belirleyici rol oynamaktadır.

Ülkemizde üniversiteye yerleştirme sınavı sonuçlarına göre belli üniversitelerin ve bölümlerin taban puanları çok yüksek kapatmaktadır. Boğaziçi Üniversitesi, Ortadoğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ), Bilkent İhsan Doğramacı Üniversitesi, Sabancı Üniversitesi, KOÇ Üniversitesi ve İstanbul Üniversitesi çok yüksek taban puanda kalan üniversiteler olarak bilinmektedir. Bölümler bazında baktığımızda Tıp Fakülteleri, Diş Hekimliği Fakülteleri, Eczacılık Fakülteleri ve Hukuk Fakülteleri yüksek taban puanlarda kalmaktadır. Kişilerin doktor, avukat, diş hekimi, eczacı veya iyi bir mühendis olmasının belirleyicisi okudukları bölümlerden geçmektedir. Peki, bu bölümleri okumak için kişinin yüksek puan alması mı gerekmektedir yoksa bu alanlara ilgisi olması mı gerekmektedir? İşte bu sorunun cevabını vermeye çalışacağız.

Bilindiği üzere ülkemizde yüksek puan alan kişiler genellikle tıp, hukuk, diş hekimliği gibi bölümleri tercih etmektedir. Doğru tercih bu bölümleri yazmak mıdır? Bu sorunun cevabını verirken ülkemiz şartlarını da göz önünde bulundurarak gerçekçi olmaya özen göstereceğiz. Bilindiği üzere ülkemizde tıp fakültesinden mezun olan bir kişinin sosyo – ekonomik durumu iyi düzeye gelmektedir. Kaliteli yaşamayı sevenler, toplum tarafından saygın olmak isteyenler, yüksek maaş kazanmayı düşünenler için doktor olmak önemlidir. Bu kişilerin yüksek puan almaları durumunda ilgi ve bilgilerine daha yatkın bir meslek olmaması durumunda tıp fakültesi yazmalarında bir engel yoktur. Şayet kişi kendisinin mühendislik fakülteleri veya fen-edebiyat fakülteleri içerisinde yer alan bir bölüme daha yatkın olduğunu düşünüyorlarsa, bu durumda yüksek puanım boşa gitmesin diye tıp fakültelerini yazmaları doğru bulunmamaktadır. Bu kişiler elbette tıp mezunu olduklarında konforlu bir hayata sahip olacaktır ancak çok daha başarılı olacakları ve insan hayatına çok daha fazla katkı sunacakları bir bölümden de feragat etmiş olacaklardır. Bu kişiler tıp fakültelerini yazmak yerine kendi ilgi ve bilgi alanlarına yatkın olan ülkemizdeki çok iyi üniversitelerin mühendislik veya fen-edebiyat fakültelerini yazabileceklerdir.

Hukuk fakülteleri için bu durumu değerlendirdiğimizde konu aynı şekilde değerlendirilmemelidir. Lise hayatını matematik ve Türkçe ağırlıklı okuyarak geçiren bir öğrencinin Hukuk Fakültelerinin muadili olarak yazabilecekleri üniversite ve bölüm sayısı çok azdır. Eşit ağırlık mezunlarının hukuk fakülteleri dışında tercih edebilecekleri bir kaç üniversitede yer alan iktisat ve işletme bölümü dışında çok fazla arternatif bulunmaktadır. Bazı kişiler, hukuk fakülteleri yerine ODTÜ SBKY veya Ankara Siyasal SBKY yazmanın daha doğru olacağını düşünmelerine kesinlikle katılmıyoruz. Hukuk Fakültelerinden mezun olan bir öğrencinin SBKY mezunu olan bir kişiden farklı olarak giremeyeceği hiçbir sınav yoktur. Hukuk Fakülteleri mezunları kaymakam olabildikleri gibi, SBF ve İİBF mezunlarından daha kolay şekilde İdari Hakim olabilmektedir. Hukuk mezunlarının müfettiş ve uzman olmalarının da önünü oldukça açıktır.