Kamu Personel Alımları Nasıl Düzene Girer? Sorunlar ve Çözümler Neler?
Kamu kurumlarının her yıl yaptıkları personel alımı süreçlerindeki sorunlar nelerdir? Kamu personel alımlarındaki sorunlar nasıl çözülebilir?
Kamu kurum ve kuruluşları tarafından her sene farklı unvanlar ve kadrolar için binlerce kişilik alım gerçekleştirilmektedir. Bu alımların bir kısmı merkezi atama yönteminden faydalanılarak gerçekleştirilirken, bazıları ise kurumların kendi açtıkları ve gerçekleştirdikleri ya da Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi ya da üniversiteler ile yaptıkları protokoller ile organize ettikleri kurum sınavları ile gerçekleştirilmektedir. Kamu kurumlarının bu personel alımı süreçlerinde ortaya çıkan temel sorunlar neler? Ortaya çıkan sorunlar ve aksaklıklar başka ne gibi sorunlara yol açıyor? Kamu personel alımı sisteminin daha sorunsuz ve düzenli işleyebilmesi için muhtemel çözümler neler olabilir? Hepsini çalışmamızda değerlendirdik ve tartıştık.
Kamu Personel Alımları Nelerdir? Kaç Tip Kamu Personel Alımı Yapılmaktadır?
Kamu kurum ve kuruluşlarında bulunan farklı tiplerde kadrolar için kurumlar alım süreçleri yürütmektedirler. Kamu personel alımlarını en temelde A grubu ve B grubu kadrolar için yapılan alımlar olarak nitelendirebiliriz. Bunun dışında kamu okullarına gerçekleştirilen öğretmen ve sağlık alanına yapılan alımları bir ara tip olarak değerlendirebileceğimiz gibi, polis, bekçi, subay vb. alımları da yine ara bir alım biçimi olarak değerlendirebiliriz. A ve B Grubu olarak yapabileceğimiz temel ayrım kamu kurumlarında bulunan kadroların kariyer unsuru ile ilişkisi ile izah edilebilir. A grubu olarak nitelendirilen kadrolarda görev yapan adayların gerek meslek için gerekse meslek sonrası kamu kurum ve kuruluşlarında ilerleme imkanının daha fazla olması hasebiyle kariyer meslekler olarak da nitelendirilmektedirler. Bu nedenle A Grubu kariyer meslekler çoğunlukla diğer kadrolardan farklı sınav usullerine sahiptirler. Genel iibariyle B grubu ile diğer ara statülü kadrolara çoğunlukla merkezi atamayla alım yapılmakta ya da tek aşama olarak sözlü mülakat aşaması uygulanmaktadır. Genel itibariyle bu tip alımlara başvurular öğretmen adayları için KPSS öğretmenlik puanlarıyla gerçekleştirilmesi dışında B Grubu KPSS puan türleri ile gerçekleştirilmektedir. A grubu kariyer meslekler içinse 44 adet A grubu puan türünden bir ya da birkaç tanesi başvuruda kurumlarca istenebilmektredir.
Bu açıklamalardan yola çıkarak kamu kurumlarına gerçekleştirilecek olan personel alımlarını iki ana tipte değerlendirebiliriz. İlk tip ve yaygın olan tip kurumların KPSS’yi gerçekleştiren ÖSYM’nin gerçekleştirdiği merkezi atamalar ile merkezi atamalardır. İkinci tip ise Kurumların kendi sınavlarını gerçekleştirmeleri ya da ÖSYM, üniversiteler vb. kuruluşlara ayrı bir sınav yaptırmaları ve sonrasında sözlü mülakat gerçekleştirdikleri tiptir. Birinci tipi kısaca merkezi atama, ikinci tipi ise kısaca kurum sınavları olarak değerlendireceğiz.
Kamu Personel Alımları Nasıl Gerçekleştiriliyor? Takvimi Nasıl Belirleniyor?
Kamu kurumlarına yapılacak olan personel alımlarından merkezi atama ile yapılanlar genel itibariyle B grubu kadrolar için puan türlerinin geçerli olduğu iki senelik süreye belirli aralıklarla yayılarak belirli bir takvime uyularak gerçekleştirilmektedir. Ancak ara alımlar diyebileceğimiz öğretmenlik, sağlık personeli, polislik vb. alımlar ile açıktan yapılan B grubu alımlar olan İçişleri Bakanlığı, Ticaret Bakanlığı, KYK personel alımları, Adalet Bakanlığı alımları gibi alımlar için belirli bir takvim bulunmamaktadır. Yine A grubu alımları için gerçekleştirilecek olan kurum sınavları için de kurumların belirli bir takvimi bulunmamaktadır. Merkezi olarak gerçekleştirilecek olan alımlarınsa hangi alanlar için kaçar kişi olacağı konusunda bir netlik ne yazık ki yoktur. Her atama bir anlamda bir çok sürprize gebe konumdadır. Diğer yandan B grubu atamaların çoğu Lisans, Ön lisans ve Ortaöğretim (Lise) mezunu adayların alanlarına bakılmaksızın bütününü kapsayan kodlar ile yani 2001, 3001 ve 4001 kodları ile gerçekleştirilmektedir. Bu da kadrolara yönelik bölüm seçimi yapmış ve alanında çalışmayı hedeflemiş olan adayları hedeflerinden uzaklaştıran önemli bir unsurdur.
Kamu Personel Alımlarının Sayı-Takvim-Dağılım Sorunları Nelerdir? Bu Sorunlar Nasıl Çözülebilir?
Yukarıda da sözünü ettiğimiz gibi kamu personel alımlarının büyük oranda belirli bir takvimi bulunmamaktadır. Bu takvimin belirsizliği elbette adayların KPSS sonrası nasıl bir yol izlemesi gerektiğini, kaç kişilik alımlar olacağının bilinmiyor olması da puan geçerliliği süresince şansının ne düzeyde olduğunu öngörmelerini imkansız hale getiriyor. Diğer yandan alım sayılarının son dönemde gittikçe azalması, KPSS’ye katılan ve 70-80 gibi muteber sayılabilecek puanlar alan adayların sonraki KPSS atama ve kurum sınavı dönemlerine sarkmasına yol açmaktadır ve gittikçe artan bir işsiz topluluğu meydana getirmektedir. Diğer yandan özellikle bir düzeyde mezun olan tüm adayları kapsayan 2001-3001 ve 4001 atama kodları adayların alanlarına dair atanma ve çalışma imkanlarını azaltmakta bu da kamu kurumlarında verimsiz bir insan kaynağı kullanımı sonucunu doğurmaktadır. Bunun yanında A grubu kurum sınavlarında kurum içi özel sınavları ile kadrolara kurum mensubu olan kişilerin kaydırılması suretiyle benzer bir verimsizlik ortaya çıkmaktadır. A grubuna hazırlanan ve doğrudan mesleğe dair alanlardan mezuniyete ve birikime sahip adaylardan istifade edilememektedir.
Şimdi tek tek bu sorunları ele alacağız ve muhtemel çözüm yollarını hep birlikte tartışacağız.
Kamu Personel Alımlarında Takvim Belirsizliği Sorunu ve Çözüm Önerileri
Sorun;
Kamu kurumlarının personel alımlarında merkezi atama takvimleri dışında bir belirlilik olmadığından bahsetmiştik. Özellikle A grubu kurum sınavlarının aniden duyurulması ile adaylar gerçek anlamda bir hazırlık yapma imkanı bulamazken, bazı kurumlar ve meslekler için değişken olan koşulların evvelce duyurulmaması da adaylar için aynı şekilde belirsizlik doğurmaktadır. Bununla birlikte merkezi atama dışında kalan B grubu alımları ve diğer tip alımlar da belirli bir takvime tabi olmaksızın aniden ve adaylara yeterli hazırlık imkanı tanımaksızın ilan edilmektedir. Bununla birlikte adayların önlerinde ki süreçte puanlarının geçerliliği bitmeden kaç alımın beklediğini bilmiyor olmaları adayları ya sonraki KPSS için hazırlık yapamamaya ya da sürekli olarak hazırlık yapma zorunluluğuna itmektedir. Özellikle A grubu oturumları ile Öğretmenlik alan oturumu kapsamında olan adaylar için çok yoğun bir müfredatı sürekli çalışmak zorunda olmak anlamına gelen bu belirsizliklerin giderilmesi görüldüğü üzere oldukça elzemdir.
Çözüm:
Kamu kurumlarının personel alım süreçlerinin kamu bürokrasimizin en üst mercii olan Cumhurbaşkanlığı’na bağlı bir birimin koordinasyonunda yürütülmesi gerekmektedir. Bu eski Devlet Planlama Teşkilatı’nın görevlerini haiz Strateji ve Bütçe Başkanlığı ya da İnsan Kaynakları Ofisi olabileceği gibi tamamen bağımsız ve bu işe özgü bir ofis de teşekkül ettirilebilir. Ülkemizde Kamu Personeli Seçme Sınavı oturumları ile sonuç açıklanma günü ÖSYM tarafından ilan edilmektedir ve belirlidir. KPSS dönemi genel itibariyle Temmuz – Ağustos dönemi sonuç açıklanma dönemi ise en geç Eylül dönemidir. Bu tarihler baz alınmak kaydıyla söz konusu birime tüm kurum ve kuruluşlar tarafından Mayıs ayı sonuna kadar alım yapılacak kadrolara dair talepleri iletilmesi istenebilir. Mayıs ayı sonunda derlenen bu kadrolar değerlendirilerek o yılın KPSS sonuçlarının açıklanması ile başlayacak olan yeni dönemde yapılacak alımlar belirlenebilir. Bu belirlemenin sonuçları da aynı yılın KPSS sonuçları açıklanmadan birim tarafından kamuoyuna açıklanarak adayların yol haritası çizmesi noktasında çok önemli bir ufuk açılmış olur.
Oluşturulacak birim tarafından hazırlanacak ya da hazırlatılacak ve tüm kurumların entegre edileceği sistem kırtasiyeciliği azaltarak tüm kurumların ve kuruluşların personel taleplerini kolayca iletmelerini sağlayacaktır. Bu noktada üçlü bir sistem belirlenebilir. Her kurumda bu hazırlığı yapacak bir personel ve iki üst onayı yapılacak şekilde yetkiler belirlenebilir. Bu silsile ile yapılacak olan bildirimler hızlı ve sorunsuz biçimde ulaşacağından ve tek bir ortak havuzda toplanacağından iş ve işlemleri ciddi şekilde kolaylaştıracaktır.
Söz konusu birim resmi internet sitesi üzerinden alım yapacak kurumları, alım yapılacak kadro unvanlarını, alım sayılarını, temel başvuru şartlarını, listenin kapsadığı dönemi belirtecek bir ilan ile kamuoyunu aydınlatabilir.
Kamu Personel Alımlarında Alım Sayısı Sorunu ve Çözüm Önerileri
Sorun;
Özellikle son yıllarda kamu kurum ve kuruluşlarının belirli unvanlara yapılan alımlar dışında genel itibariyle daha az istihdam sağladığı gözlenmektedir. Bunun genel sebepleri olduğu gibi özel bazı sebepleri de bulunmaktadır. Genel sorunların başında kamu kurum ve kuruluşlarında yer alan ve belirli bir yaşı aşmış, verimliliği azalmaya başlamış olan personelin maaş kaybı yaşamamak adına emekli olmayı sürekli olarak ertelemesi gelmektedir. Kurumların genç ve dinamik personel ihtiyacı her geçen gün artmaktadır. Otomasyon sistemlerinin, bilgisayar kullanımının, teknolojik bir çok unsurun kamu kurum ve kuruluşlarının iş ve işlemlerinde önem kazanması söz konusu personelin verimliliğini son dönemde daha da düşürmüştür.
Çözüm;
Kamu kurumlarında görev yapan ve belirli bir yaşa gelmiş personellerden belirli yeterlik şartlarını sağlayamayan, bilgisayar ve teknoloji kullanımı zayıf, güncel mevzuata adaptasyonu düşük olan personelin zorunlu olarak emekliliğe sevki gibi bir yol izlenebilir. Bu personellerin yerine genç ve dinamik personel istihdamı ve bu personelin iyi bir şekilde yetiştirilmesi sayesinde verim sorunu kısa bir süre içerisinde çözüme kavuşacaktır. Böylece genç adaylara da daha fazla istihdam olanağı sunulmuş olacak, kümülatif olarak artan genç işsizlik sorununa da bir nebze çözüm bulunmuş olacaktır.
Sorun;
Kamu kurum ve kuruluşlarımızda yukarıda da sözünü ettiğimiz gibi A grubu ve B grubu iki tip kadro bulunmaktadır. A Grubu kadrolardan uzmanlık kadrosu adına uygun olarak uzmanlıık gerektiren iş ve işlemleri gerçekleştirebilecek kapasitede adayların istihdam edildiği kadrolardır. Bu kadrolara giriş için tüm kamuda koşullar oldukça net bir şekilde belirlenmiştir. Özellikle İİBF/SBF ve Hukuk mezunu adayların KPSS A Grubu oturumlarında aldıkları yüksek puanlarla başvuru yaptıkları yazılı yarışma sınavları ve akabinde düzenlenen sözlü mülakatlarla alım yapılan bu kadrolara son dönemde Hazine ve Maliye Bakanlığı başta olmak üzere kurum içerisindeki daha düşük düzeydeki kadrolardan doğrudan uzman olarak geçiş imkanı tanınmaya başlanmıştır. Kurum içi özel uzmanlık sınavı olarak nitelendirilen bu sınavlar ile A grubu seviyesinden daha düşük seviyede bulunan personele A Grubu açıktan alımlarındaki kadro sayılarından kısıntı yapılarak kadro verilmektedir.
Çözüm;
Kamu kurum ve kuruluşlarında bulunan kadrolara giriş şartları her iki grup için de kati şekilde belirlenmiştir. Bunun esnetilmesine hiçbir biçimde müsade edilmemeli, alımlar hakim koşullara riayet edilerek sürdürülmelidir. Aksi halde Uzman Yardımcısı olarak alınıp yetiştirilebilecek ve daha yüksek verimle uzun yıllar faydalanılabilecek genç adayların yerini daha verimsiz, güncel koşullardan daha uzak kişiler alacak ve kurumlarımızın çalışma verimliliği net bir biçimde olumsuz etkilenecektir. Bununla birlikte genç KPSS A Grubu adaylarının kurumların ihtiyacına göre gerçekleştirilebilecek olan Uzman Yardımcılığı alımlarına giremediği, adeta emeklerinin atıl kaldığı bir süreç ortaya çıkacaktır. Kısıntı yapılan ve kurum içi özel sınavları için kaydırılan kadrolar açıktan yapılabilecek kadroların ciddi şekilde düşmesine sebep olacaktır. Tüm bu sorunlara dair yapılabilecek ilk şey Yüce Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından bu konuya dair çıkarılan kanunların yine bizzat Meclisimizce en kısa sürede ilga edilmesidir. İkinci adım olarak da bir daha hiçbir şekilde böyle bir geçişe müsade edilmemesine yönelik kanuni düzenlemelerin yapılmasıdır. 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’na aksi herhangi bir yoruma mahal vermeyecek şekilde A Grubu mesleklere B Grubu mesleklerden geçişin kesinlikle yasak olduğu hükmünün eklenmesi bu sorunu kökünden çözecektir.
Sorun;
Yukarıda da sözünü ettiğimiz üzere kurumların alım sayıları da belirsizliğe tabidir. Bu da adayların yol haritası belirlemesi önünde ciddi bir engeldir.
Çözüm;
Yine yukarıda sözünü ettiğimiz bildirim ve eşgüdüm sistemi sayesinde kurumların alım yapacakları kadrolara kaç kişilik alım yapacakları da ilan edilecek ve adaylar yıl içerisindeki atanma şanslarını öngörme fırsatı bulacaklardır.
Kamu Personel Alımlarında Kadro Dağılımı Sorunu ve Çözüm Önerileri
Sorun;
Kamu kurum ve kuruluşlarının personel alımlarında kadro dağılımı noktasında karşılaşılan en önemli sorun 2001, 3001 ve 4001 tipindeki atamalardır. Bu kodlar ÖSYM’nin merkezi atama sisteminde yer alan ve sırasıyla tüm Lise, Ön Lisans ve Lisans bölümlerini kapsayan atamaları ifade etse de açıktan alım yapılan kurumlarda da ilanlar aynı kapsayıcılık ile verilmektedir. Bu şekilde alım yapılması adayların mezun oldukları bölümleri anlamsız hale getirmekte, birbirinden çok uzak disiplinleri bir anlamda aynı kefede değerlendirerek aynı işe namzet hale getirmektedir.
Çözüm;
Kamu kurum ve kuruluşlarının personel alımlarında yukarıda sorun olarak söz ettiğimiz kodların kullanımının minimize edilmesi gerekmektedir. Böylelikle belirli kadroların o kadronun iş ve işlemlerine uygun alanlardan mezun olan adayların başvurabilmesine olanak sağlanacaktır. Örneğin hemen hemen tüm genel idare hizmetleri kapsamındaki kadrolara 4001 koduyla merkezi atama başvurusu yapılabilmekte ve açıktan alımlarda da yine tüm lisans mezunlarına başvuru imkanı verilerek aynı sonuca yol açılabilmektedir. Ancak olması gereken en temel şekilde genel idare hizmetleri kapsamındaki kadrolara üniversitelerin İktisadi ve İdari Bilimleri Fakültesi bölümlerinden mezun adayların başvurabilmesinin sağlanmasıdır. İdari bilimler alanında öğrenim gören adayların bu kadrolarda açık ara daha verimli olacakları ortadadır. Teknik hizmetler için gösterilen ihtimamın genel idare hizmetleri kadrolarında da gösterilmesi kamu kurumlarımızdaki iş verimliliğiniz çok kısa süre içerisinde gözle görülür biçimde arttıracaktır.
Sonuç
Yukarıda bu süreçleri idrak ederken gözlemlediğimiz, takipçimiz olan yüz binlerce adayın da bizlere aktardığı sorunları tek tek değerlendirerek çözüm yolları sunmaya çalıştık. Başta Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı ve diğer birimlerimizin bu çözümlere yönelik atacakları adımları umut ve sabırsızlık ile beklemekteyiz. Kıymetli devlet adamlarımızın bu sorunlara duyarsız kalmayacaklarından ve çözüm üreteceklerinden eminiz.