Mühendislik Mi, Tıp Fakültesi Mi? Üniversite Tercihinde Hangisi Daha Avantajlıdır?
Üniversite tercihleriyle ilgili bilgilendirici yazılarımıza bir yenisini daha eklemek istiyoruz. Üniversite hazırlık aşamasında çalışmalarını sayısal derslere ağırlık vererek yapan adaylar için, ODTÜ, İTÜ ve Boğaziçi Üniversitesi mühendisliklerini mi tercih etmek daha avantajlıdır yoksa; tıp fakültelerini tercih etmek mi daha avantajlıdır? Mesleki garanti sağlama noktasında hangi fakülte daha avantajlıdır? İşte detaylar…
Üniversite tercihleri aşamasında düşük puan almak bir dert iken; yüksek puan almakta başka derttir. Her iki puanı alan bir çok kişi ciddi handikaplar içerisine girmektedir. Bütün hayatını dizayn etme noktasında önemli bir dönüm noktası olan üniversite tercih aşaması, yüksek puan alanlar için de görüldüğünden daha ciddi kararlar almayı gerektirmektedir. Sınava hazırlık aşamasında sayısal derslere ağırlık vererek çalışan adaylar, üniversite tercihlerinde hangi fakülteyi yazacakları konusunda bu handikapları yaşamaktadır. Mühendislik Fakültesinden bir bölüm tercih etmek mi yoksa; Tıp Fakültesini tercih etmek mi daha avantajlıdır? Sorusunun cevabı bir çokları için net değildir. Bugünkü sınav sisteminde tıp fakültesini kazanabilecek puanı almayı başaran bir aday, ülkemizde bulunan çok kaliteli üniversitelerin mühendislik fakültesini de kazanabilmektedir. O halde bu adaylar tercihlerini sıralarken nelere dikkat etmelidir? Üniversite tercih aşamasında neleri ön plana çıkmalıdır?
Tıp Fakülteleri ülkemizde mezuniyet sonrası meslek garantisi sağlayan bölümlerin başında gelmektedir. Tıp fakültesini kazanan adaylar, en az 6 yıl sürecek emeklerinin karşılığı olarak iyi bir meslek ve gelecek elde etmektedir. Tabi tıp fakültesini okumanın ve bitirmenin zorluğu düşünülürse, sonunda elde edilen konforun ne zorlu şartlarla elde edildiği daha iyi anlaşılacaktır. Burada tıp fakültesini tercih edecek adaylara tavsiye edeceğimiz en temel nokta, doktor olmayı gerçekten isteyip istemedikleri üzerine olacaktır. Doktor olmanın mesleki hazzı, toplumsal saygınlığı ve maaşlarının yüksek olması üniversite tercih aşamasında en önemli kriterler değildir. Bunlardan daha önemlisi kişinin doktor olmayı isteyip istemediğidir. Üniversite sınavında yüksek puan alan adayların en fazla yanılgıya düştükleri nokta buradadır. Puanım yüksek bu yüzden tıp fakültesi dışında bir yer yazarsam, puanımın boşa gittiği düşüncesine kapılırım düşüncesi büyük bir yanılgıdır. Tıp fakültesini kazanmaktan zorken, bu fakülteyi okumak da ayrı zordur. Bu zorlukta bir şekilde aşılsa dahi sonrasında bir ömür boyu istemeye istemeye doktorluk mesleğini icra etmek çok daha zordur. Bu anlamda kendimizi çok iyi tanımalıyız ve çok iyi tartmalıyız. Doktorluk mesleğini yapabileceğimizi kendimizde hissetmeliyiz. Doktorluk mesleğinin aynı zamanda bir zanaat olduğunu unutmamalıyız. Kendimizde doktorluk mesleğine karşı ilgi, alaka ve sevgi göremiyorsak kesinlikle tıp fakültesi tercihinde bulunmamalıyız.
Bunların yanı sıra tıp fakültesinin avantajlarını da doğru değerlendirmeliyiz. Bu fakültenin en büyük avantajı hiç kuşkusuz mezuniyet sonrası mesleki garanti sağlamasıdır. Tıp fakültesini bitirdikten sonra tıpta uzmanlık sınavında başarılı olamayan adaylar, aile hekimi olabilmektedir. Bugün bir aile hekimi bile oldukça yüksek maaşlar almaktadır. Doktor olmanın bir diğer avantajı toplumsal saygınlık noktasındadır. Ülkemizde doktorlara karşı toplumun genelinde ciddi bir saygı bulunmaktadır. Bu saygının kaynağında tıp fakültesi kazanma ve bitirme aşamasında yaşanan zorlu süreç ön plana çıkmaktadır. Doktor olmanın üçüncü avantajı ise alınan maaşların oldukça yüksek olmasıdır. Bugün bir doktorun alacağı maaşı yapmış olduğu ün belirlemektedir. Aylık 100 bin TL kazanan doktorlar mevcuttur. Elbette aylık maaşı 10 bin civarında olan doktorlarda bulunmaktadır ancak; doktorların ortalama maaşları oldukça yüksektir. Bir diğer avantajı ise doktorların sosyal çevrelerinin kendiliğinden belli düzeyde insanlardan oluşmasıdır. Kompleksli, insanı aşağıya çeken insanların kolay kolay yer alamayacağı doktor camiasında kişiler genellikle kendi meslek grubunda yer alan kişilerle muhatap olmaktadır.
Bunları açıkladıktan sonra bir de mühendislik fakültelerinin durumuna bakalım. Bildiğiniz üzere tıp fakültesini kazabilecek durumda olan bir kişinin almış olduğu puanlar, ülkemizde çok iyi eğitim veren üniversitelerin mühendislik fakülteleri içinde yetmektedir. ODTÜ, İTÜ ve Boğaziçi Üniversitesi bu üniversitelerin başında gelmektedir. Tıp fakültesi her ne kadar mesleki garanti sağlayacak olsa da, ODTÜ, İTÜ ve Boğaziçi Üniversitesinin mühendislik bölümlerinden mezun olan kişilerde mesleki olarak garanti altındadır. Günümüzde bu üç üniversitenin mühendislik dallarının birinde mezun olan kişiler, her sektörde aranan eleman pozisyonundadır. Özellikle, Elektrik Elektronik Mühendisliği ve Bilgisayar Mühendisliği bölümleri bu üniversitelerde zirveyi temsil etmektedir. Peki, buralardan mezun olan kişiler ne kadar maaş alarak işe başlamaktadır? Mühendis olarak mezun olan bir kişinin ilk işe başladığı tarihlerde maaşının çok aşırı yüksek olması beklenmemelidir. Bugün bir mühendisin başlangıç aşamasında istisnalar dışında alabileceği maksimum maaş 10 bin TL civarındadır. Bu rakam sonraki yıllarda kişinin mesleki tecrübesi ve deneyimi arttırmasıyla birlikte katlanarak artmaktadır. Günümüzde aylık 50 bin TL ‘den fazla kazanan mühendisler bulunmaktadır. Hatta uluslararası şirketlerde üst düzey yönetici pozisyonunda bulunan mühendisler de mevcuttur. Ancak her mühendis için bunları söylemek doğru olmayacaktır.
Mühendis olmakta tıpkı doktor olmak kadar mesleki saygınlık kazandırmaktadır. İyi bir mühendis, alanının da doktordur. Bu nedenle branşında iyi bir mühendis mesleki saygınlık açısından doktorlar ile yarışabilecek düzeydedir. Bunlarla birlikte ODTÜ, İTÜ ve Boğaziçi Üniversitesi mezunlarına ciddi bir vizyon ve bakış açısı kazandırmaktadır. Yurtdışında çalışmak ve yaşamak isteyenler için çok önemli fırsatlar yaratmaktadır. Yüksek lisans ve doktora yapmayı düşünenler için de bu fakültelerden mezun olmanın katkısı önemli boyuttadır. Mühendislik fakültelerinin, tıp fakültelerine göre görece daha kolay olmaları da bir diğer avantaj olarak söylenebilmektedir. Tıp fakültesini 6 yılda tamamlamak bile oldukça zor bir durumken, mühendislik fakültesini 4 yılda tamamlamak çok zor değildir.
Toparlayacak olursak, mesleki garanti ve daha fazla para kazanmak isteyenler için tıpta bir alanda uzmanlaşmak ve kendi marka değerini yaratmak daha kolaydır. Diğer türlü sevdiği ve istediği mesleği yapmak isteyenler için de mühendis olmak bir avantajdır. Yurtdışına gidip, oralarda yaşamayı düşünenler için mühendislik daha avantajlıdır. Ülkemde yaşayım, saygın bir mesleğim olsun diyenler için ise tıp fakültesi daha avantajlıdır. Biz buradaki değerlendirmeyi size bırakmanın daha doğru olacağını düşünüyoruz. Hayata dair neyi daha çok önemsiyor ve bundan sonraki hayatınızda nasıl yaşamak istiyorsanız ona göre bir tercih yapmanızı tavsiye ediyoruz. Umudumuz ve temennimiz hepinizin dilediği fakülteye yerleşmesidir.