Üniversite Tercihini Yap
Üniversite tercihi yaparken nelere dikkat etmek gerekir? Üniversite tercihinde hangi bölümler neden tercih edilmelidir? Üniversitelerin eğitim ve akademisyen kalitesi, kampüs imkanı ve sosyal toplulukları, mezunlarına yarattığı iş imkanı gibi etmenler üniversite tercihinde ne derece önemlidir? Bu soruların cevabını bulacağınız üniversite tercihini yap yazımızı okumanızı tavsiye ediyoruz.
Üniversiteler, günümüzün yüksekokulları olarak toplumların aydınlanması, sorgulayan nesillerin yetişmesi ve doğru bilginin açığa çıkarılması için oluşturulmuş kurumlarıdır. Üniversitelerde dogmatik bilgi yerine, deney ve gözleme dayalı somut verilerle hareket edilen, neden-sonuç ilişkisi üzerine temellenmiş bilgiler ön planda tutulmaktadır. Bu nedenle, okudukları üniversite bölümlerinin amacına uygun şekilde mezun olan bireyler, üniversite öncesinde var olan düşünce kalıplarının çoğunu değiştirmektedir. Üniversite mezunu bireylerin bu değişimi yaşayabilmeleri için en temelde doğru tercihi yaparak üniversite hayatına başlamaları şarttır. Biz de üniversite tercihinde ön planda tutulması gereken dinamikleri gözler önüne sererek arkadaşlarımızın doğru tercihi yapmaları konusunda bilgi vermek istiyoruz. Üniversite Rehberi
Neden Üniversite Okumalıyım?
Üniversite tercihlerinde kişilerin kendilerine sormaları gereken en önemli soru: Neden üniversite okumalıyım? Sorusudur. Adaylar bu soruya, okumak istedikleri bölüme dair duydukları ilgi ve bölümle ilgili geçmiş bilgileri üzerinden cevap verebiliyorlarsa doğru tercihi yaptıklarını düşünebilirler. Tercih ettiği bölüm hakkında hiçbir ilgi ve bilgisi olmayanlar için salt diploma almaktan öteye geçmeyecek bir yolculuk başlamış demekte doğru olacaktır. Hayata dair her şeyde olduğu gibi insanın bilime yaklaşımda da ön plana çıkarılması gereken unsur: İnsanının merakı ve öğrenme arzusudur. Öğrenme arzusunun tetikleyicileri de konuya dair gerekli ilgi ve geçmiş bilgiye sahip olmaktır. Bu nedenle, üniversite bölüm tercihlerinizi yaparken gelecekte meslek kaygısı yaşamamak adına, puan odaklı tercihlere yöneliyorsanız, bu tercihinizden dolayı hüsrana uğrayabilirsiniz. Elbette, mezun olduğumuz bölümün,bizlere çalışma imkanı sağlaması da gerekir ama meslek kaygısı hiç bir şekilde en önemli konu haline getirilmemelidir. Toparlayacak olursak, puan odaklı yapılan üniversite tercihleri hüsran ve mutsuzluk doğurabilir. Üniversite tercihinde temele oturtulacak nokta: İlgi, merak ve bilgi temeline dayandırılmalıdır.
Eğitim ve Akademisyen Kalitesi
Üniversitelerde bölüm tercihini netleştiren bireylerin üzerinde durmaları gereken en önemli konuların başında eğitim ve akademisyen kalitesi gelmelidir. Akademik kariyer yapmak için yılları harcamış insanların çalışma alanlarına hakimiyetlerini bu yazı içerisinde sorgulamak bizlerin vazifesi değildir. Biz sadece akademik personelin farklı görüş ve fikirlere ne derece saygılı oldukları noktasında üniversiteleri kategorize etmek istiyoruz. Aynı bölümde okuyan iki öğrenciden, birinin üniversitesinde tanışacağı akademisyenler renkli kişiliklere sahip ve farklı görüşlere hoşgörü ile yaklaşan insanlar ise o öğrencinin ufkunun, sorgulama yetisinin, olaylara bakış açısının daha geniş olacağını net bir şekilde ifade edebiliriz. Yazımızın başında da belirttiğimiz üzere,üniversiteler evrene dair her şeyi sorgulamayı temele koyan, değişimin her daim olabileceğini kabul eden kurumlardır. Aynı tip akademisyenlerin çoğunlukta olduğu ve bu akademisyenlerden beslenerek mezun olan öğrencilerin, görece birinci durumda olan üniversitelerden mezun olan öğrencilerden daha yetkin bir donanıma sahip olamayacaklarını söyleyebiliriz. Bu nedenle, üniversite tercihlerinizi yaparken o üniversiteden mezun olan kişilere akademisyenleri muhakkak sormalısınız ve tercihlerinizi buna göre yapmalısınız.
Üniversitelerde akademik personelin hangi yüksekokuldan mezun olduğu konusu da önemli konulardan bir tanesidir. Bugün ülkemizde Odtü, İtü ve Boğaziçi Üniversitelerini eşsiz kılan unsurların başında akademisyen seçerken ön plana tuttukları liyakat kriteri gelmektedir. Uluslararası çapta ün yapmış bir üniversiteden mezun olan akademisyenin olaylara bakış açısı ile ulusal bir üniversiteden mezun olan akademisyenin aynı olaya bakış açısı kesinlikle bir değildir. Bir akademisyenin gerçek ve doğru bilgiye ulaşma noktasında gösterdiği emek, onun öğrencisine kattıkları noktasında bariz şekilde hissedilecektir. Akademisyenin eğitim hayatı boyunca aldığı formasyon, eğitim verdiği kişilere kalite olarak dönecektir de diyebiliriz. Toparlayacak olursak, iyi üniversitelerde eğitim görerek formasyonunu sağlam temele oturtmuş akademisyenlerden alınan dersin eğitim kalitesini arttırdığı gerçeğini üniversite tercihinde göz önünde bulundurmalısınız.
Kampüs İmkanı ve Sosyal Topluluklar
Tercih etmeyi düşündüğünüz bölüme dair gerekli ilgi ve meraka sahipseniz, bu bölümü hangi üniversitede okuyacağınızı düşünme safhasına geçebilirsiniz. Dört sene boyunca okuyacağınız bölüme olan merakınızı diri tutacak şeylerin başında nasıl bir yerde üniversite okumalıyım? Sorusunun cevabı yatmaktadır. Bilindiği üzere, üniversitelerin bir bölümü büyük kampüslere, bir çok sosyal topluluğun çalışmasına imkan tanıyan bir alana sahipken, bir bölümü bunlardan tamamen yoksundur. Ülkemizde lise tipi üniversite sayısı yadsınamayacak kadar fazladır. O halde, üniversite mezunu olurken, aynı zamanda toplum içinde kendini ifade edebilen, öz güven sahibi bireyler olmak istiyorsanız, üniversitelerin kampüs imkanlarından da yararlanmalısınız. Çeşitli topluluklar aracılığıyla, farklı düşüncelere sahip kişilerle iletişim kurma fırsatı elde edebilir, merak ettiğiniz ve üniversite yıllarına kadar fırsat olmadığı için ön plana çıkaramadığınız yönlerinizi keşfedebilirsiniz. Bütün bunlar sizin hayata karşı duruşunuzu ve olayları algılama seviyenizi olumlu yönde etkileyecektir.
İş İmkanı
Hayata dair insanın öğrendiği en önemli tecrübe: Emek verilen hiç bir şeyin onu yarı yolda bırakmayacağı gerçeğidir Merak ve ilgiye dayalı üniversite bölüm tercihinin, formasyonu sağlam temele dayalı, farklı görüşlere saygılı akademisyenlerden alınan eğitimle desteklenmesinin neticesinde, mezun olan kimse işsiz kalamaz. Bunu bir de üniversite toplulukları amacına uygun şekilde çalışan ve kampüs ortamı kişisel gelişime açık bir üniversitede uygulayınca kişi kendi iş imkanını mezun olmadan yaratacak seviyeye gelecektir.